Giro Günlügü #3: Çarsı Karısık

Giro 2013'ün dördüncü etabının sonunu gördük ama daha şimdiden genel klasman açısından Tour de France 2012'nin tamamında yaşanana eşdeğer bir mücadele ve performans izlediğimizi söylemek yanlış olmaz. Akdeniz kıyılarının daha "duygusal" kıyılarını ziyaret eden peloton, sağ olsun, İtalya sokaklarının her yanından akan o sıcaklığı, heyecanı şimdiye kadar koşulan üç etapta da yarışa yansıttı. Üçüncü etapta Hesjedal'ın takım zamana karşısında kaybedeceğini hesap etmediği zamanı toparlamak için başlattığı taarruz bütün kümeye yayıldı ve Sky kendini bir anda yaylım ateşi altında buldu. Tek günlük yarışlarda kontrolü sağlayamadığına pek çok kez şahit olduğumuz ekip, dün zorlukla da olsa rakiplerinden zaman yememeyi başardı. Ama bugün, Danilo Di Luca'nın pek de akıllıca olmayan tırmanış atağıyla kendini kurban seçmesi sonrası zaman primleri ve podyum için son kilometrede başlayan savaş, Sky filosunun amirali Bradley Wiggins'i kaşla göz arasında ilk beşin dışına attı. Peki, 2012 Tour de France'da kurduğu insan üstü kontrolle yarışı adeta izleyiciye zehir eden Kara Donanma, bu sefer nasıl oldu da bu kadar erken hakimiyeti kaybetmeye başladı?

Yangının fitilinin ateşlendiği andan başlayalım: İkinci etapta Sky'ın bütün takımlardan aldığı irili ufaklı zaman farkları sonrası teknik bir iniş ve düz denebilecek bir seviyede sonlanan etabın kırılma anına yaklaşıyorduk: Gözler iki ismin üzerindeydi: Takımı Sky'dan kimse tarafından ön görülmeyen bir zaman farkı yiyen, Giro'nun son ve pembe giymeye doyamamış şampiyonu Ryder Hesjedal ve iniş deyince akıllara avını parçalamaya giden bir köpek balığı gibi kadronun üstüne uzattığı vücudu gelen Vincenzo Nibali. Olağan şüphelilerden ilki saldırı için uzak aday olarak görülse de pelotonun Patrona Halil'i de o oldu.

İnişle beraber ana motorları tam güç çalıştırdı Hesjedal ve bir anda, geçen sene Tour'da çok da şahit olmadığımız biçimde, Sky'ın yarışçıların tepesine salladığı zincirin öyle çok da kuvvetli olmadığını gösterircesine aşağı doğru gözlerden uzaklaşmaya başladı. Elbette, lideri olmayan ve genel klasmanda nerede kaldığıyla çok da fazla ilgilenmeyen pek çok yarışçı için bu kaçış, kanın kokusu demekti. Bir anda takip edenlerin sayısı 10'u buldu ve pelotonun önünde Ryder'ın grubu oluştu. Sky da pelotonun önünde kadans artırdı ama Wiggins'in iniş performansı kurmaylarının ortalaması kadar olunca kontrol sağlanamadı. Ve, Giro di Italia'nın zaten parkuruyla ve uzunluğuyla tek günlük yarışları andıran üçüncü gününün rekabeti de tam bir tek günlük yarışınkine dönüştü.

O karmaşanın içinden dolambaçlı yokuşları kazasız belasız geçen en güçlü ve en zeki yarışçı kazanacaktı: Kalabalığın içinden Luca Paolini'nin çıkması Bahar Klasikleri'ni takip eden bir izleyici için şaşırtıcı olmadı. Kariyerinin Giro siftahını kendisinin kalibresinde birçok sporcuya göre çok geç yapan İtalyan'a, kazalar bile yardımcı oldu ve etabın kader anlarında rakipsiz bir biçimde çizgiyi geçti. Dahası, kariyerinin ilk Giro'sunda, yaptığı ilk kaçışla etabı kazanmakla kalmadı, Sky tarafından zararsız görülmesine rağmen, son kilometrede de yakalanma tedirginliğiyle koyduğu performans zaman primiyle birleşince pembe mayonun sahibi oldu.
Sky'ın kural ve zaman hesapları çarşı uymamaya devam etti üçüncü etapta. Giro planlarında ilk fireyi Cataldo'ya pembe mayoyu giydiremediklerinde vermişlerdi. Froome'un aksine isyan çıkarma ihtimali olmadığını düşündüklerinden olacak, takım zamana karşısında Cataldo'ya birinci sırayı vererek, zamana karşıdaki inanılmaz tekniği dışında bir numarasını göremediğimiz biricik Wiggo'larını yormadan liderlik mayosunu taşımayı amaçlıyorlardı. Orada, takımdaşları delişmen genç Puccio'nun ilk etaptaki canhıraş performansı önlerini kesti. Genç yarışçının nefesi pembe mayoyu yarım etap taşımaya zor yetti. Şimdi de tecrübeli, lidersiz ve prestij için yarışan Katusha'nın tecrübeli isimlerinden mayoyu koparmaları gerekiyor. Sky mutlak kontrol istiyor ama bugün itibariyle takım zamana karşı etabında aldıkları saniyeleri de kaybetmiş durumdalar. Liderleri Wiggins önemli bir zaman çaldığı Hesjedal tarafından yakalandı, Nibali tarafından ise birkaç saniyeyle de olsa geçildi. Dördüncü etabın Sky adına en sıkıntı verici görüntüsü liderlerinin yarıştan önce bir kilo limon yedirilmiş gibi duran yüzüydü.

Dördüncü etapta gün boyu her şey daha sakin, çok daha durağan ve hatta zaman zaman sıkıcı gözüktü bir önceki güne göre. Peloton, "dün sizi yeterince eğlendirdik, bugün izin yapacağız" der gibiydi. Son bir kilometrede her şeyin bu kadar değişebileceğini ancak çok çok tecrübeli bir izleyici ön görebilirdi. Etap boyu bazı cılız kaçışlar oldu, hepimiz biliyorduk ki çok akıllıca bir zamanlamayla yapılan "temiz" bir kaçış olmadığı sürece Sky ipleri elinden bırakmayacaktı. Ancak her nasıl olduysa, dünkü gibi, ipler ellerinden bir kez daha kaçtı. Son tırmanış sırasında pelotonun affedilememiş doping sabıkalılarından Danilo Di Luca ve Kolombiyalı gençlerden Chalapud kaçışa geçtiler. Onlar da dahil birçok kişi son bir kilometrede işin sonuna geldiklerini sanıyordu. Peloton ise büyük bir açlıkla bitiş çizgisine hücuma geçmişti ve Di Luca'nın keçi inadını saniyeler içinde eritip kendi aralarında hesabı kestiler. Günün galibi hiyerarşinin en zayıf halkasından seçildi, Continental takımı Bardiani'nin genç İtalyanı Battaglin çizgiye ilk ulaşan olmayı başarmıştı. Diğer yandan, genel klasman için hiçbir şey o kadar basit gözükmüyordu.

İlk olarak, blogun sağ tarafına fotoğrafını koyarak saygılarımızı sunduğumuz ama nedense kimsenin pek konuşmadığı Cadel Evans'la başlayalım. Açılışta sprint etabını 25., üçüncü etabı 2., dördüncü etabı ise 6. sırada tamamladı. Podyumda bir yer istediği açık ve bu sefer tembel kere tembel takımının kendine engel olmasına izin vermek istemediği de ortada. Sayılarla konuşayım, eğer takım zamana karşıda kaybettiği 37 saniyeyi daha makul bir miktara, 10 saniyeye indirirsek kendisi Sky'ın süper domestiği Uran'ın iki saniye önünde, bütün genel klasman iddialılarını geçerek genel klasman ikincisi olacaktı. Ayrıca bugün kırmızı mayonun sahibi olarak boy gösterecek. Cuddles'ı hesaba katmamak en hafif tabirle akıl dışı. Bunun dışında Nibali domestiklerini iki etaptır iyi kullanarak Wiggins'in kazandığı zaman avantajını çevirdi, Hesjedal'sa bugün kazandığı 10 saniyeyle Wiggins'i geçerek ilk beşe kafasını uzattı. Sky için olumlu tek veri Uran'ın hala pembe mayoya en yakın isim olması.



Genel klasman hesabının kalanını sevgili blog partnerime ve Wiggins'in muşmula suratına bırakarak huzurunuzdan çekiliyorum. Gördüğünüz gibi çarşı gerçekten karışmış durumda ve bu, Giro'da henüz  başlangıç.

Hiç yorum yok

Leave a Reply

Blogroll

Katkıda bulunanlar

About